Duyurular

Diğer Diller İçin Çeviriciyi Kullanın

Translate

SUN3


Bu gün deniz keyfi yapacaktık.Tatile başlamıştık şaka maka derken.Yıllar sonra ilk kez tatil için bir yer tutuyorduk.Hem de uzun süreli...
Benim suya karşı alerjim olduğundan pek denize giremem.On dakikada donarım.Temmuz sıcağında dişlerim birbirine vurur.Ama denizi ve kıyısını çok severim...
Şapkamı takmış,şemsiyenin altında güneşlenirken telefonum çaldı.Abimdi hemen açtım.
Nasılsın birader diye sorunca - valla harika bir yerde tatil keyfi yapıyorum.Yer nasıl diye sordu.Hiç iç açıcı değil.Biz de deniz kenarındaki tesiste yer tuttuk.Bizim arazi bir felaket.
Neyse niye aradım biliyormusun?
Hayır olsun.
Konuşmuştuk ya ..Sana bir hurdaya çıkan otobüsten haber vereyim..
Nasıl yani..
Arkadaşların eline düşmüş ben de onlara söylemiştim.Hem de çalışır ve yürür halde...
Senin işini görür...
Nasıl halledeceğiz.
On bin lira istiyor.
Çok iyiymiş.
Biliyorsun hurdaya ayrılan araçlar trafiğe çıkamaz..
Eeee nasıl getirceğiz buraya..
Alırsak ben arabanın bakımını da arkadaşlara yaptırırım.Gece yarısı getiririz.Artık ceza yersek bilmem...
Sağol kardeşim.Biz bir görüşelim geri dönerim..
Kararlıysan sakın kaçırma derim.Benim param olsa kendime alırım....

Süpriz olmuştu bu olay.Hemen bizimkileri çağırdım..Böyle böyle bir durum var.ne dersiniz...
Çocuklar biz karışmayız..Burada kalmak istiyorsan al baba.Biz burada kalmayız.Zaten işimiz gücümüz var.Çiğdem de zaten paramız az buraya verirsek elde avuçta kalmaz...
Bende yaaa olmazsa hurdacıya satarız.En azından az zarar ederiz.Hiç olmadı abim dünden almaya hazır.
Neyse sonuçta kararı bana bıraktılar.Ben de bu otobüsü alırsam buraya bağlanacağım.Karar vermem lazım.Ya devam Yada vazgeçecektim.Bir sene düşüneyim planlayayım diyordum.Benim için zor bir karardı.
Abime açtım telefonu.
Birader ya birader.Ben aldıktan sonra vazgeçersem ne olacak.
Oğlum bir yıl sonra aldığın paraya ben alırım.Sen şimdi al.Vaz geçersen ben bu otobüsü senden seve seve alırım.Çok zararın olmaz....
-Tamam o zaman len...
-Pazarlık yap ne kadar indirebilirsen iyi olur.Bakımını da yaptır.Bana haber ver.Banka hesabını da bildir.Ben de internetten hesabına yatırayım.Ama otobüsü sen getireceksin.Ben otobüs falan süremem.
-Oğlum o işi sen Barışla bize bırak zevkle gelirim.....

Ve o günden sora macera başladı.Doğru mu yapmıştım...Yaksa bir felakete mi gidiyorduk.Emeklilikten kalan bu son paralarımızı da burada mı heba edecektik....Herkes geriye çekilmiş ve kararı bana bırakmışlardı.Yarın işler kötüye giderse sen yapmıştın diyebileceklerdi...

O gece tesiste rahat rahat uyumuştuk.Tatilin keyfini çıkarıyorduk...Ertesi günü tekneyle Sıgacık limanına geçtik.Biz burayı çok seviyorduk.Pazar günleri kalenin içinde pazar kuruluyordu.Börekler,baklavalar her şey vardı.Harika kahvaltı yapıyor üstene baklavayı da yiyor.Sonra da çayımı içiyordum....
Ama bugün hafta içiydi ve Sıgacık o kadar sakindi ki.Şaşırdım..Biz kayınvaldeye gidiyoruz ve onun bahçesinde kahvaltı yapacaktık.Minübüsle Seferihisara oradanda Kayınvaldem Nurten hanıma geçtik.
Kadıncağız o kadar sevindi ki.Her şeyi hazırlamış.Bizde masayı gölgelik olan ceviz altına kuyunun yanına hazırladık.Uzun zamandır yalnız yaşayan kayınvaldem.Müthiş bir tarım uzmanıdır.Egeli olduğunda sebze,meyve,çiçeklerden çok iyi anlar.Hayatı bahçedir.Çok akıllı ve çok iyi konuşabilen, nadir ,kültürlü bir insandır.
Kahvaltıyı hazırlarken Abimden telofon geldi..
-Alo birader otobüs işi tamam.
-Nasıl yani..
Oğlum 500 lira kapora verdim.Bu gün sonuna kadar almalıymışız.Bak kaporayı senden isterim..Caymadın değilmi?.
-Yok ya caymadım ama ani oldu.Hızlı gelişti bu olay.
-Hemen gel,ben de boşken halledelim işi.Ha bu arada 9000 liraya anlaştık.Şimdi arkadaşlar bakım yapıyor.
-Ben Sıgacıktayım..Ama Barışı göndereyim siz halledebilirmisiniz.
-Daha iyi olur.Biz barışla getiririz bile...
-Tamam o zaman.
Barışla biz hemen Seferihisarda bankaya giderek.Hesbımızdan 10 bin lirayı barışın hesabına yatırdık..Barişı da otobüse bindirip İzmir'e gönderdik.

Kahvaltımızı yaptık.Çiçekler içinde fotoğraflar çekindik.Kahvemizi de içtik...

Kayınvaldeyi de alıp Seferihisarda alışverişlerimizi tamamlayıp,tekrar Sıgacığa döndük.Malzemeleri orada bulunan çay bahçesine emanet edip şöyle bir gezdik.Sığacıkta balık ekmekçiler vardır.Orada da güzelce bir ziyafet çektik.Ben balık ve tavukla aram olmamasına karşılık,ekmek arası balığı seviyorum.Zaten hanım tarafı ayrıca müthiş balıkçıdır.Bir araya geldiğimizde balık ilk tercihtir.Diğer zamanlarda benim yüzümden balık çok nadir pişirilir.
Kıyıda çayımızı da içtik zaten vakit gelmişti.Tekneye binerek Sığacığın karşı kıyısına düşen Azmak koyuna geri döndük.
Kayınvaldem buraya bayıldı.
-Şuracıkta bir kulübe olsa yaşar giderim.
-Anne artık eskisi gibi genç değisin.Hastalansan,buralarda hastahane,eczane mi bulacaksın.
-Oğlum ben eski toprağım.Biz ilaçlarımızı doğadan karşılarız.Ne şifalı otlarımız var.Sanki ilaçlar bu bitkilerden yapılmıyor mu.
Bayıldım ben buraya....

Hemen tesisin masalarına kurulduk.Ben Kayınvaldemi tanıttım,Erkan bey ve ailesi,kızı ve oğluyla tanıştırdım.
Eşyaları yerleştirip,hazırlanıp deniz kıyısına geçtik.Alman turist aile telaşlı,telaşlı bir şeyler konuşuyor,bir türlü meramını anlatamıyordu..Annem hemen gitti ve konuşmaya başladılar.Unutmuştum annem Almanyada belli bir süre kalmış,Almancayı da konuşabilecek kadar sökmüştü..Biz se yıllarca İngilizce görüp hala konuşamayanlardanız.
Annem oralardan birkaç ot toplayıp gitti.Çocukları hastalanmış. Kayılvaldem sonra geldi.Alman aile teşekkür edip duruyordu.Annemi çok sevmişlerdi.Konuşabiliyorlar ve eskileri yad ediyorlardı.
Akşam da birlikte okey oynamış,çaylarımızı içmiştik.Biz yarım İngilizceyle bir şeyler anlatmaya çalıştıkca Başar gülüp yanlışlarımızı düzeltiyordu.Başar yabancı dil mezunu ve Sineloji (Çin Dili) okuyordu..İlginç bir çocuktu boş konuşmayı,geyik muhabbetini sevmezdi.Az ve öz konuşurdu..
Annem ve Başar onlarla anlaşabiliyor,konuşabiliyorlardı...
Güzel bir geceden sonra evimize çekildik.Annem çok mutluydu ve hep teşekkür ediyordu.Başar bilgisayara takılmış biz de bahçede biraz daha dinlenmiş kahvelerimizi içip yatmıştık..

0 yorum:

Yorum Gönder