Duyurular

Diğer Diller İçin Çeviriciyi Kullanın

Translate

SUN4


--------------------------------
HURDA OTOBÜSÜMÜZ
--------------------------------

Telefon geldi...Ulen gecenin köründe kim arıyor diye baktığımda Barış baba kapıyı aç...Biz geldik...
Saat kaç diye sordum..Sabah gün ağırıyor...Kalktım.kapıyı açtım....Abimle Barış ...
-Lan niye haber vermediniz..
-Supriz yapalım dedik.
-Nerde otobüs...
-Ya milleti uyandırmayalım diye bayağı ilerde bıraktık...Ama biz perişanız.Yatmamız lazım...
Neyse onlar yeri gösterdim.İşte anahtar deyip uzandılar....
Şaşkın şaşkın ne yapacağımı bilemedim.Meraktan çatlayacaktım.Kimseyi de uyandırmadan sessizce tuvalete gittim,elimi yüzümü yıkadım...Bakıyor ama ilerde bir şey göremiyordum.Daha tesiste çay da yoktu.Sessizlik hakimdi....
Sağa ,sola baktım bir şey görünmüyor...Biraz daha yola çıktım..Yok anam yok...Nerde bu ya...Ulen bana kafa yaptılar herhalde.Biraderin arabasıylamı geldiler acaba..Eeee onun araba nerde otoparkta yok....
Bunlar yoldan geldiklerine göre belki daha ileridedir.Biraz daha yürüdüm..Bizim araziye ayrılan küçük vadi bölümünde ki otobüsü gördüm.Hayal gibi...İşte oradaydı..
Yavaş ve ürkek bir şekilde yaklaştım...Toz kaplamış her yanını..Çevresinde dolaştım..Camlar sağlam.lastikler fena değil.Kaporta sağlam...Nasıl hurda araba bu yahu...
Yoksa yanlış araca mı bakıyorum...Ulen bide başkasının olmasın...Tedirginlik doldu içime...Çevreye baktım.Başka araç bile yok.
Sonra anahtar geldi aklıma.Şoför tarafına geçtim.Anahtarı soktum.....Kapı açıldı.... Koltukların yarısı yok..Kalan koltukları bile yıpranmamış.Atladım hemen şoför koltuğuna...Baktım içeriye...Koridor da bir sürü malzeme ...Tavalet klazötü,boy boy profiller,demir malzemeleri,küçük kaynak makinesi,su deposu.Bir sürü malzeme sanki ev taşıyorlar......
Ben Otobüsü incelerken,Başar geldi.O da şaşkın şakın bakıyordu.Bu şimdi bizim mi...Galiba diye kekeledim.Anahtar uyuyor...Başka da çevrede otobüs yok...
Başar
-Bu nasıl hurda otobüs ya... Her şeyi var...Ben sürebilirmiyim bunu...
O da inceliyordu....Sağını solunu inceledik..Bir türlü yanından ayrılamıyorduk....
Sonunda kitleyip eve döndük.Heyecan sarmıştı.Tesisin kafeteryasında bir masaya oturduk.Bu şimdi bizim mi diye kısık sesle şoku üstümüzden atmaya çalışıyorduk...Kayınvalde hemen uyanmış,çay demlemiş,bizi çağırdı.Çayı alıp gelirken Çiğdemde uyandı..Biz kafeteryaya hep birlikte döndük.Bir yandan çayımızı içiyor bir yandan da kısık sesle birbirimize olayı anlatıyorduk.
Sabırla bizimkilerin uyanmasını beklerken üç,dört defa daha otobüse gittik.Hala inanamıyorduk.
Erkan bey ve çocuklarına olayı anlattık.O da inanamadı.Bir de onlarla gittik otobüse baktık...
İçimi sevinç ve korku sardı.İyi mi yaptık kötümü acaba..Herkese kendimizi güldürüp dalga geçilen mi olacaktık.İki tane aklı başında öğretmen ne halt etmişler...mi diyeceklerdi.....

Sonunda birader Aydın abim uyandı..Kurt gibi açım.Bana bakmayacakmısınız..Hemen kahvaltı hazırladık..Köfteci merakımızı bildiğinden hiç oralı olmuyor.Aheste aheste kahvaltısını yapıyordu.
Biz de neredeyse çatlayacaktık...Bitirse de ötmeye başlasa diye...Kahvaltıyı bitirdi yaktı sigarasını,bir keyif çayı diyerek bahçeye çıktı.Tabi bizde bahçede yerimizi aldık.Sigaradan birkaç derin nefes aldı.
-Nasılsınız millet demez mi.Neresiymiş şu arazi.Bir de ben göreyim....
-Oğlum sen önce şu otobüs işini anlat...
-Aldık geldik işte oğlum...Ne anlatayım..Gecenin köründe yola çıktık,bir sürü hendek atladık ve geldik işte....Otobüs artık sizin istediğiniz kadar bakarsınız....
Benim bahçede biz nelerin eksik olduğunu gördüğümüzden bir sürü malzeme de aldık.Parasını isterim haaa.....
Beni biz gezdirin de merak ediyorum nasıl bir yermiş buraları....
Hanımlar kaldı biz çıktık.
-Burası nefis bir yer,Bayıldım...
-Burası bizim yer değil...Bize böyle bir yeri verirler mi hiç...
-Yapma yaaa
-Burası olsa nefismiş....
Neyse Araziyi işaret ederek gösterdim...
-O çıplak tepe mi. Olum orda ne bok olur ki....
İlk tepkisi ve şaşkınlığı yaşıyordu abim..
Yürümeye devam ettik....
-Şuralar,şuralar bize ait.Denizimiz bile var.
-Ulen bu ne lan .Burası deniz mi.Ancak manzara seyredersin.Tabi uçmazsan...
Ya birader sende hiç mi akıl yok...Nerden buldun böyle sapa ,yolu zor,İzmir e uzak,çorak bu araziyi.
Parana yazık...Hiç uğraşma burada.Gel bizim oradan sana bahçe bulalım.Küçük ama verimli olsun.Sen de zevk al,zevkle çalış,yetiştir.Bu toprakta bir şey yetişmez.Yazdan yaza gelir bu kampta deniz sefası yaparsın..Burdan da bir bok olmaz.
Ha..Paran olsa bu koyda sana ait olsa derim o zaman tesis yap diye.Tesis dediğinde bir sürü masraf....
-Valla abicim..Burası 50 yıl bizde...Gerekirse çocuklar yıllar sonra bir şeyler yaparlar....Aldık işte Bakalım neler yapacağız....
Neyse bir şeyler yetiştirmek için de senin bahçeye geliriz....
-Valla birader buraya hiç masraf yapıpda kendini rezil etme.....
-Ulen ne moral veriyorsun ama...
-Ya boş ver denizi güzelmiş.Tatil yapmak için çok güzel..
Ben de bizimkileri toplar getiririm....Sen yeri kalacak kadar düzenle yeter.
Daha da fazla masraf yapma...
Otobüsü de hiç düşünme.Ben seneye senden alabilirim.Ama şimdi benim de param yok.

-Otobüs geldi nereye koyalım bu otobüsü...
-Bak burası çok rüzgar alır.En korunaklı yer su yamacın altı.Hem orası oldukça düz bir arazi.Bence şuraya yerleştirelim.Denizi görcem dersen çadır için düzelttiğin yere de koyabiliriz..Biraz zahmet verir ama sorun değil.Otobüs canavar gibi çalışıyor.İstediğin yere istediğin zaman gider..Ama bir yıkasak çok güzel olur....
Arada bir de yer değiştir,motoru çalıştır.Hem bozulmaz,lastikler de çürümez...Biz gelirken ayrıca yedek mazot da getirdik.Otobüs mazotla çalışıyor....

Hadi başlayalım işe.....
Şimdilik çadırın oraya koyalım..Ben nasıl çıkarırız bakarken,siz de otobüsü yıkarsanız iyi olur....
Başarla ben tesisten bidonlarla su getirdik,fırçalarla elimizden geldiğince yıkadık.Yıkadıkça otobüsün güzelliği ortaya çıktı...
Gerçekten çok temiz ve bakımlı bir otobüsmüş.Kullanan sahibi kimse çok iyi bakmış..Yaştan hurdaya ayırmak zorunda kalınmış...
Bizimkiler içindeki malzemeyi çok güzel bir şekilde bağlamışlar....

Neyse birader geldi..Otobüse bindi.
-Yerine götürüyorum...
-Birader bu otobüs oraya çıkabilir mi?..
-Bu varya bizim arabalardan daha güçlü.İzle de gör....
Siz de peşimden gelin bozuk yerde takılırsak zemini düzeltirsiniz...
Bayağı bir mücadeleden sonra otobüsü çadırların olduğu tepeye çıkardık...
Bir çok da izleyenimiz vardı....
Kimileri çılgın bunlar diyordu...

Otobüsün yönünü,güneşe ve yanlışlıkla kayarsa durabilecek bir yöne göre ayarladık.Lastiklerinin iki yanına hazır takozları yerleştirdik.Konumunu ayarladıktan sonra malzemeleri boşaltmaya başladık.Büyük çadıra düzenlice istif ettik...Biz erkekler bu işleri yaparken bayanlarda deniz sefasına gittiler..
Birader hemen profillerden önceden hazırladığı çardak ve malzemeleriyle işi koyuldu.Bize gösterdiği yerlere çukurlar kazdırdı.Yere montaj demirlerini göstererek,bagajı açın dedi.Bagajı bir açtık ki oha orası da malzeme dolu...Kum ve çimentosuna kadar getirmişler....
Hazırlanmış bu boruları kazdığımız çukurlara yerleştirdik.Çok kuvvetli olmayan çimentoyla harcımızı hazırlayıp betonumuz da attık.Bu arada abim çardak için önceden hazırlamış olduğu profillerle çardağın üst kısmını ve brandalarını hazırlıyordu...
Bu parça ne diye sorduğumda
-Otobüsün üstüne de branda çekeceğiz.Ama hava boşluğu da bırakacağız.Yoksa sıcaktan içeride duramazsınız....
-Harika bir adamsın ya...Bize kalsa kaç defa daha gidiş dönüş yapardık....
-Bu benim bahçem için bir projeydi...Hazırdı.Buraya nasipmiş...İlerde benim bahçeye de yaparız....
-Siz bu arada  şu yamaca yerdeki sarı depoyu yerleştirecek kadar çukur açın....
-Of ya peki bu ne için
-Gübre deposu.
-O ne birader.
-Oğlum lağım deposu...
-Bu nasıl bir şey.
-Büyük teknelerin deposu..Lağım burada birikecek,gerekirse alttaki tahliyeden boşaltacaksın...
-Yani tuvaletimiz mi olacak....
En önemli ihtiyaçlardan biridir tuvalet,su ve elektirik gibi....Gerekirse otobüsü çalıştırırsın jeneratör niyetine kullanır elektiriğini üretirsin....
-Harika bir olay...
-Hadi hadi başlayın daha çok işimiz var.....

Abimin gösterdiği yamacı oyarak depoyu yerleştirdik.Kenarlarını çıkan toprakla destekledik...
Birader de hemen gelip başka bir profil gurubuyla tuvaletin iskeletini oluşturdu.Yan kapaklarını da vidalayarak portatif üstü açık,yanları kapalı bir tuvalet oluşturdu.
-Artık yıldızları seyrederek rahatlarsın.....
Klozeti yerleştirip bağlantılarını yaptı...Uzaklaşın bakalım...Bir dene yapalım diyerek bizi kovaladı....
Sonra da sızdırıyormu kontrellerini yaptı..
Artık rahatladım...
Bu günlük bu kadar yeter.Hadi denize gidelim....

Denize gittik...Abimler denize girerken ben çayımı yudumluyordum.Ahali gelip gidip soruyordu bu ne iş gibi....Akşama kadar millet dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık....
Ya.. Git Başka işin mi yok.Kafa bulma bizimle diye dalga geçtiler...Adımız çılgınlara çıktı...
Çılgınlar ne haber...
Çılgınlar nasılsınız...
Akşam üstü..Çardağın demirlerini yerleştirip montajını yaptık...Brandalarını gerince harika oldu...Tepede deniz manzaralı çardak....
Merak eden,bu tarafa yürüyenler çardakta manzaranın keyfini çıkardılar...
Deniz kenarının sakinleri için bir de deniz manzaralı çardağımız olmuştu..

Otobüs ise dillere destan.Efsane olmaya başlamıştı...Otobüsün üzeri de baranda çekili olduğundan görüntüsü değişmişti.Ve sıcağı direk olarak içeri almıyordu.
Birader koltukları sökmüş ve kenarlara yanlamasına montaj yapmış ortayı boşaltmıştı..Koca bir salon görünümü oluşmuştu.Gerektiginde yatak olarak da kullanılacaktı...Pencereleri kapıları açınca tam bir yazlık olmuştu.
-Kışın istersen arabayı çalıştır...Isın...Ama kliması yok...Daha da istersen dışarıdan  klima da takabilirsin...Bagajına araç buz dolabı da yerleştirebilirsin.Koca bagajda malzemelerini de depolayabilirsin...Bundan güzel ev mi olur....
Bizim oğlanlar biz bu gece burada kalacağız.
Tamam,ilk ev sahibi siz olacaksınız....
Çardağın üst bölgelerine de led lambaları bağladılar.Akşam olunca arabayı çalıştırır aydınlatır,bilgisayarı da bağladıkmı yaşadık...
Akşam yemeği için tesisten bizimkiler çağırdılar....Masayı hazırlamışlar...Kurt gibi de acıkmışız.hiç naz etmeden,biz bunu sevmiyoruz bile demeden ne bulduysak yedik....
Akşamda hep birlikte çardağa,otobüsün yanına geçtik....
Barış Otobüsün anahtarını alıp.....
-Nanananay    Açılışı yapıyorum diyerek otobüsü çalıştırdı.Led lambaları açtı...her yer aydınlandı....Bu ledler de amma aydınlatıyormuş şaşırdım ...
Biz çardağa yerleşirken onlarda otobüsün koltuklarına uzanarak bilgisayarlarını açtılar.....

Ertesi günü abimi tekneyle Sıgacığa gönderdik...Teknenin sahibi İdris reis karedenizli sevimli bir balıkçıydı.Samsunlu olduğumu öğrenince hemşerim diyerek bana takılır..Bir ihtiyacın olursa emrin olur...Denizde yangın çıksa gelirim....
Aynı zamanda tesise balık da getirirdi.Kendisi yıllar önce Sığacığa yerleşmişti..Ben üç yaşındayken Samsundan ayrılmış ve İzmire yerleşmiştik..O yüzden Samsunu iyi bilmiyordum..Samsunda şunu tanıyomusun,şurayı biliyormusun deyince ben de bana İzmiri sorun..Ben İzmirde büyüdüm..diyordum..
Sünopta çalışırken Samsuna gitmek ve doğduğum evi görmek nasip olmuştu...Akrabalarımı yıllar sonra yeniden tanımıştım..Sonra hesapladım..20 sene olmuş be...Bi karadeniz turu yapsak çok iyi olacak..Diye düşündüm...
İki üç gün suya sabuna dokunmadan denize girdik..Oyunlar oynadık.Tam bir tatil moduna girdik...Alman aileyle her gün birlikteydik artık..Hans ülkesinde elektrik mühendisiymiş...Eşi de elektronik şirketinde yönetici...
Annem bize tercümanlık yapıyordu..Bizi de çok sevmişti..Burada rüzgar ve denizden elektrik üretebileceğimizi anlatıyormuş..İlgimi çekmişti..Oralarda bir çatıya bağlanan bir pervaneyle evin bütün elektrik ihtiyacını karşılayabiliyorlarmış...
Ben denize girmeyi çok sevmediğimden  sıkılmaya başlamıştım...
Bizimkiler denize gidince ben de bizim araziye gidip ıvır zıvır bir şeyler yapmaya başladım.

0 yorum:

Yorum Gönder